Ah o cennet günlerim..Ah o bir eli balda bir eli yağda kıvamında günlerim…Bilmezdim alem-i devrana düşmeden önce o kutsal bahçenin bu kadar güzel, bu kadar rahat, bu kadar mutluluk verici olduğunu..Nereden bilirdim bu aleme geç düşenlerin, o cennet mekanı bırakmak...
“Hep aynı durakta iniyordu. Nereye giderse gitsin, aynı durakta inmek sanki hep hareket etmek ama hiç ilerlememek gibiydi.Her seferinde aynı sokaklarda gezip, bilmediği sokaklara, kentlere, binalara girmeyi bir sonraki yolculuğa bırakıyordu. ” Hayatta kalmak ile...
“Ne zamandır yazdıklarını okuyordu. Bir eksik vardı. Cümlelerinin sonunda olması gereken işaretlerden biri kayıptı. Gerektiği zaman ekrandaki imlecin ardından sayfaya kayıp, beyaz kalan boşluktaki yerini alırdı, cümlenin gidişatına uygun olan işaretler. Ama bazı...
“Bir adaya sürgün edilmişti…Sanırım bir kadın olarak neden orada olduğunu, eğer sürgündeyse neden başında bir taç olduğunu, neyin kraliçesi olduğunu, neden bir elinde meşale diğerinde bir hitabeyi taşıdığını dünyanın sonu gelse dahi anlamayacaktı… yerkürenin müdavimi...
“Kendini bildi bileli çok güzel maskeler yapıyordu. Önceleri sadece kendisi için yapıyordu. Şu yalnız ve terk edilmiş çocukluk zamanlarına arkadaş üretiyordu adeta. Kendine benzeyen pek çok suret düzenliyordu şimdilerde. Hem atölyesi hem çevresi, bu suretlerin ününü...