game of thrones

kızıl bir topraktı keşişlerin yürüdüğü ve rüzgar her daim önden eserdi tıpkı bu ekim günü gibi etekleri uçuşurken bir saç tutulmasına rast geldi eski krallığın sürgün saatleri bir kaç saniyelik aydınlık sonra yavaş, yavaş karanlık isli bir gözle bak, bekle dedi...

Kızıl kızıl gülümse

güneş doğarken oradaydım mahmur mu uyanıyor merak ettim bütün gün aşacağı yolu düşünürken nasıl terleyeceğini sanırım en çok mesai bitimlerini seviyor öyle kızıl kızıl gülerken akşamüstüleri şişşt bilmiyor ardında olduğumu merak ettim her gün aynı yolu nasıl gidiyor...

Kanatlarımın altında

Kanatlarım olsa , altından baksaydım yerküreye toprağın, suyun, hava ve ateşin uyumuna bir ve bütüne ait ne varsa bütünün içinden ama aynı zamanda dışından kanatlarım olsa, altından baksaydım yüzküreye, ait olduğu bütün içindeki yerine ona yakın ama ondan uzak...

Her şey hakkında bir şey

Ölen diller varsa daha doğmamış diller de vardır elbet Hani şöyle alfabesi üç harften oluşan Tek kelime ile herşeyi anlatan Anlamı mavi olan Hayat ağacı olan Evlat olan Sevgili olan Ve işte ne konuşuyorsanız günlük dilde Kaç kelime kullanıyorsanız...

İnancım budur

Neye inanıyorum biliyor musun dost Yalancıyım diyebilene Hele hele kibir ve hasetinden haberdar olana Öyle karşısındakinde görüp kaçana değil Kendinde bulup, bulduklarını ne yapacağını düşünene, dönüştürene İnanıyorum Dürüstlüğünden şüphe edene İşte diyorum, işte...

Salhane kıyısından bırakılan mesajlar

Boz bir rüzgar savuruyor herşeyi Çeri, çöpü, tozu ve kumu Havalanıyor,küçük bir hortum içinde Her şey başka yere taşınıp, dökülüyor Burada olmamaları Yok olduklarını söylemiyor Çer, çöp, toz ve kum Başka rüzgarlarla her dem dönüp dolaşıp yurduna dönüyor Şu yüzüme ve...