Bu makale, narsisistik bireylerin hangi kişilik tipleri için çekici olduğunu ya da hangi kişilik özelliklerinin, narsisistik bireyler için cazip bir partner kriteri olduğu üzerine odaklanmaktadır. Bu odaklanma ile hem bu ikilinin nasıl bir ilişki yaşadığı hem de bu ilişkinin sürmesini sağlayan karşılıklı dinamikleri anlamaya çalışırken, narsisistik suistimalin ne olduğu, nasıl göründüğü tanımlanacaktır. Ek olarak bu suistimalden korunmanın ipuçlarını değerlendirecektir. (ÇN).
K ö l e l e r ve E f e n d i l e r
İlk bakışta, bir narsisist ile ilişkiye giren partnerin tipik bir özelliği yoktur. Narsisistik bireylerle ilişki içinde olan pek çok kişilik tipi olabilir. Hatta normal kişiler de bir narsisistin partneri olabilirler. Narsisistik birey, karşısındakine ilişkinin başlarında en iyi yüzünü gösterir ve karşısındaki kişi, bu ilk günlerinin getirdiği heyecan, merak ya da aşk körlüğü içinde narsisistin sakladığı yüzünü göremeyebilir. Doğal seçim süreci, ilişki ilerledikçe işlemeye başlar ve partner yanlış giden şeyleri görebilir hale gelebilir.
Bir narsisitik bireyle yaşamak heyecanlı olabilir, çoğunlukla yorucudur ve sıklıkla üzücüdür. Ve onunla ilişki içinde kalabilmek ve devam etmek, aslında diğer kişinin patolojik uyumuna işaret eder.
Narsisistik bireyin partnerinde göze çarpan ilk ve en önemli patolojik özellik, kendini eksik görmesi ya da kendine dair gerçeklik algısının bozuk olmasıdır. Bu bozuk algı, narsisistle olan ilişki içinde, kendisinin zarar göreceğini ya da yanlış giden bir şeyler olduğunu anlama ve ilişkisini bitirme güç ve kapasitesini kullanmayı engelleyecektir. Bu bilişsel çarpıtma, kişinin kendisini narsisistik bireyin abartılı sevgisi ve ilgisi karşısında kendisini küçümsemesine hatta kendini bu ilgi ve sevgiye değer bulmamasına neden olur.
Bu durumda narsisistin partneri kendisini bir kurban poziyonuna indirger ve liyakatsiz, cezalandırılabilir bir şamar oğlanına dönüşür. Bazen, kişi bu durumun farkındadır ve hak ettiğini düşünür. Ancak bazen de içinde olduğu bu kötü durumun farkına varmayabilir. Narsisistik birey ise partnerinin bu pozisyonunu olağan bir beklenti ile talep ya da kabul eder çünkü kendisini pek çok bakımdan (entelektüel, duygusal, manevi, profesyonel ya da ekonomik) üstün görür. Profesyonel kurbanın başka bir deyişle mazohistik sevgilinin bu durumu, kendini cezalandırmak açısından, eşinin narsisistik bu eğilimine çok uyumludur. Yani narsisist ile bu eziyetli yaşam adeta mazohistik sevgili için hak edilmiş bir hayattır.
Bu çerçevede, bu karşılıklı sembiyotik (bağımlı) ilişki, birinin mazohistik diğerinin ise sadistik beslenme kaynağı olarak işlev görür.
Narsisistik birey, partnerinin itaatkar, sevimli, kullanıma açık, ve kendini kötüleyen özellikleri olmaksızın kendini asla bir bütün olarak hissedemez. Onun üstünlük duygusu, partnerinin bu sahte kendiliğine (mazohizmine) bağımlıdır. Narsisistik bireyin sadistik süperegosu (içselleştirilmiş cezalandırıcı ebeveyn parçası) kendi üzerinden karşısındaki partneri üzerine yönlenir ve bu da narsisistik birey için bir sadistik beslenme kaynağı olarak tatmin sağlar.
Partnerin ilişki içinde kalabilmesi ve devam edebilmesi kendini yok sayması ile orantılıdır. Narsisistin yanında kendi istek, umut ve hayallerinden, cinsel, psikolojik ve maddi ihtiyaçlarından, seçimlerinden, tercihlerinden, değerlerinden ve kendine dair pek çok şeyden vazgeçer. Bunun yanı sıra karşısındakinin ihtiyaçlarını algılar, tüm gücüyle karşılamaya çalışır çünkü bu ihtiyaçların karşılanmaması durumu tehdit edici, sonucuda narsisist sevgilinin (tanrısal) gazabına uğramak olacaktır.
Narsisistik, partnerinin gözünde kendini olağanüstü görür bunun nedeni, partnerin kendini yok saymasıdır. Partnerin kendini yok sayması, mükemmel erkeğin/kadının (=narsisistik) yaşamını kolaylaştırır ve daha tatmin edici kılar. Mükemmel erkek/kadın (=narsisistik) karşısında, partner için kendini görmezden gelmek ise en kolayıdır, gittikçe küçülmek, soysuzlaşmak, narsisistik bireye eklemlenmek, ve sonunda onun bir uzantısı olarak tamamen yok olmak.
Bu işbirliği ürkütücü bir danstır. Narsisistik partnerini, partneri de narsisistiği şekillendirir bu dansta. Boyun eğme üstünlüğü doğurur, ve mazohizm de sadizmi. İlişki, şu yol haritasını takip eder : roller genellikle baştan belirlenir ve bu rollerden herhangibir sapma saldırganlıkla hatta şiddet gösterileri ile karşılanır.
Bu tür bir ilişki içinde, partnerin zihninin tam bir kargaşa içinde olması en baskın görünümdür. Bir narsisistle birlikte yaşamanın en önemli göstergesi ve sonucu, kişisel bir kararın askıya alınmasıdır ki bu her anlamda partnerin bireyselliğini askıya alması demektir. Bireyselliğin sınırları silikleşir ve parselleri yavaş yavaş kaybedilir. Partner artık neyin doğru ve gerçek, yanlış ya da yasaklanmış olduğunu anlayamaz hale gelir.
Narsisistik, partneri için yeni bir duygusal ortam inşa eder ki bu ortam kendi ihtiyaçları çerçevesinde şekillenir: değişkenlik, keyfilik, duygusal-fiziksel-cinsel açıdan mahrum bırakmak, partneri zorlayacak şekillendirecek ya da kontrol edecek araçlardır. Partner için dünya gittikçe netameli ve tehdit edici olmaya başlar ve elinde sahip olduğu tek şey olarak narsisist sevgiliye yapışmak kalır. Ve partner yapışır.Bir narsisistle duygusal olarak bir ortaklığın içine giren kişiler hakkında söylenebilecek en gerçek tanım bu partnerlerin bağımlı olduklarıdır.
Partner ne yapacağını, ne istediğini, kim olduğunu ve kim olmak istediğini bilmez ki bu bir narsisistle olan kişi için çok doğal bir durumdur. Bu tip yanıtlanmamış sorular partnerin gerçeği yorumlama ve algılama kapasitesini ve yeteneğini engeller. Partnerin ilk baştaki günahı gerçek bir kişi yerine bir imaja aşık olmasıdır. İlişki sonlandığında bu imajın içi boşalır ve acı verici hale gelir.
Bir narsisistle olan ilişkiyi bitirmek bu yüzden içinde bir çok duygusal yük barındırır. Bu aşağılanma ve boyun eğdirilmeyi içeren uzun bir esaretin zincirinden kurtulmaktır.Ve tahakküm edici narsisiste karşı, partnerin fonksiyonel ve sağlıklı parçasının ayaklanması yani kendi devrimidir.
Partnerin, narsisistle olan tüm bu etkileşimi (bunu bir ilişki olarak adlandırmak yanlış olur) yanlış yorumladığı söylenebilir. Bu eksiklik, gerçekle yüzleşmeyi engelleyen pataloji olarak tanımlanabilir.
Partner neden bu acıyı sürdürmek ister? Bu mazohistik sürecin kaynağı ve amacı nedir? İlişkinin sonlanması üzerine partner uzun, karmaşık bir otopsi sürecine girer (aynı şey narsisist için geçerli değildir).
Bazen, ayrılık süreci uzun ve sancılı bir dönemdir. Partnerin gelişimi ve tekamülü, özgüvenini kazanması (ironik olarak narsisistin iradi kapasitesi partner için bir guru ya da baba(anne) figürü olarak işlev görmüştür) bireyselliğini geri alması ve narsisistik ihtiyaçları temin etmeyi red etmesi zaman alır.
Tipik olarak, roller tersine döner ve narsisist yapışma, kendi yaratılışını askıya alarak umutsuz bir çabalama ve partneri için güvenilir bir destek ve kaynak olma gibi davranışlar gösterir. Narsisistin bu girişimler yada savunmaları, daha sonraları yaşlanmayla birlikte artan sosyal izolasyon, psikolojik dağılma ve başarısızlık ya da yenilgilerin sonucunda da artarak kendini gösterir.
Çelişkili olarak Lidija Rangelovska, bir narsisistin, kendi hakları ve sınırları konusunda tutarlı ve ısrarcı bir partner için cazip ve istenilen biri olabileceğine dikkat çeker. Çünkü bu partner, narsisist tarafından susitimal edici, güvenilmez, kişiliksizleştiren ebeveynlerinin tam tersi olarak güçlü, dayanıklı, tahmin edilebilir şekilde algılanır. Lakin zamanla, narsisist partnerini, oynadığı bu itaatkar ve destekleyici oyunundan tamamen yoksun bırakmaya çalışacaktır.
Yazan : Sam Vaknin
Türkçeleştiren : Nevhan Varol