Konuşan ve davranışlarımızı etkileyen dürtülerimizdir. Vicdanımız ise bazen bizi uyarsa da davranışlarımızı engellemez. Herkesin hataları ve kötü eğilimleri vardır, uyanıkken bunlara karşı savaşırız ve çok nadiren bu mücadeleyi kaybederiz. Oysa rüyalarımıza her zaman yeniliriz daha doğrusu korkmadan ve pişman olmadan dürtülerimizin istediği gibi davranırız. Düşüncelerimizde ve rüyalarımızda karşımıza çıkan görüntüler, uyarımların önerdikleridir ve bu görüntüler işbaşında olmayan irademizin bastıramadığı dürtüler tarafından önerilirler.
İnsanlar bu yüzden rüyada kendini en doğal çıplaklığıyla ve en yetersiz haliyle görür ve iradesini devre dışı bıraktığında, uyanık yaşamda vicdanıyla, duyarlılıklarıyla, onuruyla, korkularıyla savunmaya/yok saymaya/bastırmaya çalıştığı tutkularının esiri olur.
Rüyada en temel dürtülerin etkisindeki insan ortaya çıkar. Rüyada doğadaki en yalın hallimize döndüğümüzü söyleyebiliriz. Düşünceler aklımıza ne kadar az girmişse, rüyada bu düşüncelerin tersi dürtülerin aklı o aranda etkilediği söylenebilir.
Alfred Maury