derler ki aslında toplanırken otlar ve canı alındığı için özür dilenirken avdan avcının utancıydı kan dökmek ve yine derler ki güneşi selamlamak ve ay dönümlerinde dans etmek en büyük ibadet çünkü yaşamak büyük marifet ve hatta derler ki her doğan, bir kere de kendi...
ey, kapıları kendine kapalı kent-i viran ne içindeki yabancılara tanışsın, ne de kendine tanıksın. çıkmaz sokaklarında cirit atarken sen, üstü küllenmiş, küf kokulu tarihinde… bilirsin ki; “ya o’nu kaybedersin ya da kendini mahvedersin” her...
dünyamın kapıları, on iki adımda şehr-i gize açıldı. nazar olmasın diye, suretimi astım surlarına, ve yeminlerim çarptı yürek duvarlarına. bir gizli bahçe idi… yolları dünyama açılan. gizli bir dünya idi, sırları, beş adımda ve altı kara taşta açılan. şehr-i...
makan-ı hiçten yerküreye düşen; söylenemezlerin.. ve duyulamazların… ve görülemezlerin.. ve dokunulamazların, şehr-i vücut bulduğu andır, doğum anı. ki onlar, kamil olmaya ne kadar yakınsa, o kadar çok bekleyeceklerdir, mekan-ı hiçte. ki onlar, ne kadar uzak ise...