küçük bir bahçe kur yakınından geçerken merak uyandıran olsun mutlaka bir siyah lale bir orkide, beyaz ve rüzgarda salınan lavanta bir bahçe kur, küçük küçük bir bahçe büyük lafların gösterişli vaadlerin dışarda kaldığı benim dünyam basit ve sade uğraştım epeydir...
vahşi yeşilin kıyısında kırık dökük bir tekne bulmuştum hadi karşıya geçelim demiş miydim niyetimdi oysa kürekleri vardı çekmesini bilmediğim olsun varsın başa düşünce ya da ortamıza yavaş yavaş ama inatla demiş miydim hadi karşıya geçelim iki denizin birleştiği yere...
L e s G i t a n s raks ediyorum duyduğum yürek sesiyle göğüs kafesine vurdukça o yumruk kırmızısı ellerim kıvrılıyor gökyüzüne saçlar, saçlarım rüzgarı dağıtıyor gülünce yanağımda açılan vadiye düşüyor notalar raks ediyorum ayaklarım dünya kumsalında ıslak dalga,...
İstanbul muydu, o şehir Constantine den kalan Kıyıları balıkların valsiyle dalgalanan çöl kızılı hükümdar yüzükleri ile sevdaları mühürlenen Kızaklarından maviye inmeden önce idi Rum Alevi sıcağında yanan gemiler, gemiciler O şehir, İstanbul muydu Etekleri...
en güzel şabatta dört duvarı istanbul olan eski şehirdeki hana tophaneden yukarı dört nala sürmüştü atını heybesinde cilt cilt büyülü kelamlar ile müteferrik(a) fetihten beşyüzellialtı yıl sonra en güzel şabatta gökkubbe gözlerini karartmış ha ağladı, ha ağlayacak...